Translate

Baretta's Theme / I heard a song (BARETTA)


Baretta's Theme / I heard a song

                 


1978 lerde başlayan o yılların tek kanallı TRT sinde Cumartesi günlerinin vazgeçilmezi dizimizde kılıktan kılığa giren Dedektif Baretta beraber yaşadığı papağanı Fred ve en büyük haber kaynağı olan pezevenk arkadaşı Horoz sayesinde kendisini çok sevdiren dizinin 45 liğini paylaşıyorum umarım hatırlarsınız ve seversiniz.



Taş, belki de müzik tarihinin ilk ritm aletidir. Yeter gayrı yumma gözün kör gibi


Taş, belki de müzik tarihinin ilk ritm aletidir.


Bir taşın nesi var iki taşın sesi var der gibi.
Bu net bir cevap bence..
Taşın hayatımızdaki yeri ise ne kadar başka değilmi ..
Onun için Veysel gözüyle bakalım dedim.
Veysel'in Tanrıya olan sevgisi, onu ona şikayet edecek kadar ululaşmış, saf temiz, taş toprak kokan buruk deyişi ile .. Beni anla der gibi...

Konu da taş olunca; bakalım şöyle.

Taş; kimine ev, kimine gülle, kimine balta, usta bir elde sanat olmuş taş. Yolcuya yol, susuza çeşme, dindara mabet, Babil'e kule...
kimine türbe, kimine mezar taşı olmuş taş .
... ve bugüne dek gelmiş. En basit şekli ile Güney Amerika köylülerinin elinde bir protesto aleti olmuş taş.

Taroub: Arap Dünyasının Unutulmaz Pop İkonu

 

Arap idolü Lübnan'da ve

 Ortadoğu'da

iz bırakan şarkıcı

Taroub: Arap Dünyasının Unutulmaz Pop İkonu


Şarkılar senin için - Müslüm Gürses


Şarkılar senin için - Müslüm Gürses

Aslında Dervişin ve Muhterem Hanımın biraz bilinmeyenlerini, yine onların sanatçı arkadaşlarından bizzat dinlemiş olduğum hatıraları ile pekiştirerek yazmaya çalıştım. Onları anlatmaya kelimeler yetmez, haklarında her türlü bilgiye erişmeniz mümkündür ama ben biraz olsun farklı şeyler kaleme almaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.



'Sevenler Anlar' dedi. Müslüm Baba hayranları sokaklarda yürüdü..


Koca Çınar

Burhan PAKER

'Sevenler Anlar' dedi. Müslüm Baba hayranları sokaklarda yürüdü..


Hikâye bu ya... Çukurova’da başlar.

"Yetenekle kutsanmış bazı insanlar var aramızda" demiştik ya, içlerindeki o ses onlara hep ne yapmaları gerektiğini fısıldar.

Mesela, Sen İstanbul'da Hukuk okuyacaksın 2. Sınıfta bırakacaksın müziği tercih edineceksin ve yaşam tarzın olacak…Herkesin harcı değil işte..

O dönemlerde nasıl söylenirdi, bilirsiniz… Hatta babası da aynısını demiş:
“Çalgıcı mı olacaksın?”
Yapacak bir şey yok. İçindeki ses öyle istiyor.

Belki ikinci planda kalacaksın... Ama unutmayalım:
Sen – siz, yani ritim sazlar, besteciler olmadan müzik eseri oluşabilir mi? Hayır.

Zaman zaman değil, her zaman Fikret Kızılok

 

Zaman zaman değil, her zaman Fikret Kızılok




Seha Okuş - Hasretinle yandı gönül - Dönüş


Seha Okuş

Hasretinle yandı gönül - Dönüş (film, 1972)


    • Gülcan, köyün çıkışındaki yolda, ağır ağır ilerlemektedir. Almanya’dan gelen kocası İbrahim’in kullandığı araba, uçurumdan aşağıya yuvarlanmış; yerde üstü örtülmüş cesetler ve ağlayan bir çocuk…1970'li yıllarda çekilen “Dönüş” adlı filminden küçük bir hatırlatma yukarıdaki satırlar filmdeki pek çok isim hâlâ biliniyor.

      Tülay German: Anadolu-Pop'un Öncü Sesi

       

      Tülay German: Anadolu-Pop'un Öncü Sesi

      Bir devrin değişimini sesiyle mümkün kılmak.


      Yavuz Taner - O' nu tanımıyorsanız. müziği hiç okumamışsınız demektir.



      Yavuz  Taner


      "O'nu tanımıyorsanız, müziği hiç okumamışsınız demektir."


       

      Yavuz (Durmuş) Taner

      13 Temmuz 1949,  Gemerek/Sivas 

      14 Şubat 1990,  İstanbul


      (Bestekâr, orkestra şefi, söz yazarı ve yorumcu)
      Henüz çocuk yaşlardayken ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eden Yavuz Taner, müzik eğitimi alabilmek için ortaokulu yarıda bırakır.
      1960–70’li yıllarda okuduğu 45’lik plaklar üzerinden bize yansıyan eserlerine baktığımızda, esas ilgi alanının Türk Halk Müziği olduğunu açıkça görebiliriz.
      1980–90 yılları arasında Türk Halk Müziği Korosu’nda solist ve korist (koro solisti) olarak görev yapan Taner’in gönlünde yatan arabesk çalışmaları bu dönemde yavaş yavaş gün yüzüne çıkar.
      Bağlama ve ud başta olmak üzere pek çok enstrümanı profesyonel düzeyde çalabilen Taner, kendine özgü yeni bir tarz geliştirir ve bu sayede Türkiye'nin “Abdulhalim Hafız”ı olarak anılmaya başlar.
      Askerliğini Manisa’da yapan Taner’i en iyi tanıyan isimlerden biri olan babam İsmet Üngör’den dinlemek benim için her zaman bambaşka bir ayrıcalıktı. Özellikle “Gitme” adlı, çok uzun yıllar üzerinde çalıştığı ancak bir türlü tamamlayamadığı projesinin yıllar sonra gün yüzüne çıkması ise benim için unutulmaz bir anıydı. Bu konuyu ayrıca başka bir yazımda anlatmıştım; takip eden arkadaşlarım hatırlayacaktır.
      Taner’in sesinde yankılanan melodik türkü yorumları, dinleyicisini adeta keşiflerle dolu bir ruhsal yolculuğa, hatta bir “göç”e taşımıştır. 1964 yılında Aksaray Musiki Cemiyeti’ne girerek, Nida Tüfekçi, Adnan Araman ve Abdullah Nail Bayşu’dan Türk halk müziği dersleri alır.


      Kısa ömründe bize miras bıraktığı 45’lik plakları aşağıda sizlerle paylaşıyorum:



      • 1966 Sabahtan uğradım dostun bağına & Olaydım Olaydım (Arya Plak 61)    


       


      • 1967 Sen bahar Çağındasın & Sazımın Telleri (Cem Plak 520)                     





      • 1967 Sen Gelsen Ne Olur & Kalbe Asla Değilmez (Arya 187)                        




      • 1971 Kara Vicdanlı & Belki Hayat Bizimdir (Saba Plak)                                 
        (Henüz hiç dinleyemediğim bir 45 liğidir.)




      • 1977 Güzel Kızlar & Gemiciler Kalkalım (Kervan 145)                                  




       

      İstanbul' un müzik sahnesiyle temas kurmaya başlar yenilikçi ve parlak müzik projelerinin kahramanı bir müzisyen olarak işbirliğine dayalı bir ilişki kurar.

      Bağlamada kusursuzluğun yanında asıl başarısı bestelerinde saklıydı. Altyapılarda oluşturduğu kusursuz tınılar, birçok albümde öne çıkmayı başardı. İşte bu sebeple, arabesk tarihine damgasını vuran pek çok albümün yönetmenliğinde onun imzası bulunuyordu. 

      Örnekleme yapacak olursak; İbrahim Tatlıses'in “Yalan (1982)”, “Gözlerim Yaşlı (1982)”, “Benim Hayatım (1984)”, “Allah Allah (1987)”, “Kara Zindan (1988)”, “İnsanlar (1989)” ; Yunus Bülbül'ün “Ah Şu Kadınlar (1983)”, “Sende Sevgi Yok (1984)”, “Doğum Günüm (1986)”, “Vay Halime (1987)”, Müslüm Gürses'in “Güldür Yüzümü (1985)”, “Sevda Yolu (1986)”, “Yıkıla Yıkıla (1986)”, “Gitme (1987)”, “Aldatılanlar (1988)” ; Muhittin Seçen'in “Şarkılar Senin İçin (1987)”, Hüseyin Altın'ın “Dört Duvar Arasında (1990)”, Gökhan Güney'in “Sana Can Dayanmaz (1988)” ; Kibariye'nin “Sevmenin Bedeli (1987)”, “Arabeskin Sultanı (1989)”, “En Büyük Kibariye (1990)” ; Kamuran Akkor'un “Kraliçe ve Müzik (1985)” ; Bülent Ersoy'un “Suskun Dünyam (1987).” 

      Ayrıca söz yazarları Hamza Dekeli'nin “Ecel olsun”, Halit Çelikoğlu'nun “Haberimiz Yok”, Ali Tekintüre'nin “Gitme”, “Damla Damla”, “En Mutlu Günümde”, “Sevmek Yok”, “Ölesim Geldi”, “Aklı Yok”, “Unutursun Biliyorum”, “Topraktan Bedene”, “Allah Vergisi, “Yaşamanın Kuralı”, “Resim”, “Her Sabah”, “Tövbe Ettim”, “Köşe Kapmaca”, “Güldür Yüzümü”, “Maziden Biri”, “Unutamazsın”, “Canım Dediklerim”, “Gitti”, Yılmaz Tatlıses'in “Yanmış Bir Yürek”, “Gönlümde Bir İsyan” şarkılarının da bestelerini yaptı. 

      Kısacası Yavuz Taner besteleri, farkını hissettirerek başta Müslüm Gürses, Bülent Ersoy, Yunus Bülbül, Hüseyin Altın, Kibariye, Muhittin Seçen, Bayram Şenpınar, Ayşe Mine gibi pek çok isim tarafından yorumladı. 

      1987'de Türküola Müzik Yapım şirketinin bünyesinde ''Yaşamanın Kuralı'' adlı albümü çıkar. 



      Başarılı müzik çalışmalarıyla; arabesk müziğinin gelişmesine en çok katkı sağlayan isimlerden biri olarak Yavuz Taner, özellikle, 1980'lerde fırtına gibi esti ve pek çok arabesk sanatçısının şöhret basamaklarını tırmanmasına öncülük etti. 

      14 Şubat 1990'da bir kalp krizi sonucu vefat eden Taner, arabesk dünyasının en önemli kayıplarından biri oldu. 

      Taner, doğuştan yetenekli olup fikirlerini ve duygusal ifadelerini doğru vurgulayan bir müzisyendi onun rehberliğinde, zaten güzel doğmuş şarkıları gölgede bırakmadan okuyan bir çok yorumcu sanatçılar bir dönemde onun sayesinde şöhretin zirvesine ulaştılar.

      Yineliyorum DOYAMADIKLARIMIZDAN birisiydin Yavuz Amca...









      Tanju Okan - Kadınım

       


      Tanju Okan 

      (27-08-1938 - 23-05-1996)


      27 Ağustos 1938 tarihinde İzmir/Tire’de dünyaya geldi. Balıkesir Lisesi’ni bitirdi. Balıkesir Lisesi’nden mezun olduktan sonra İtalya’ya giderek şan eğitimi aldı. Lisedeyken ‘Kırmızı Değirmen (Red Mill)’ isimli bir grubu vardı. 1955’te Tango ve vals orkestrası olan Müfit Kiper Orkestrası kadrosundaydı. Orkestra elemanları Tanju Okan’dan başka Şevket Uğurluer, Erol Büyükburç, Kanat Gür, Ay-Feri, Vasfi Uçaroğlu ve Şerif Yüzbaşıoğlu idi.