Şarkılar senin için - Müslüm Gürses
Hadi bana bir şarkı söyle biraz müzik ver ! Beni dertli sanıyor olabilirler, inan zihnim bu şehirden bu zamandan çok uzaklarda.. belki de yalnız müzik çalışıyorumdur.
Koca Çınar
Burhan PAKER
'Sevenler Anlar' dedi. Müslüm Baba hayranları sokaklarda yürüdü..
Hikâye bu ya... Çukurova’da başlar.
"Yetenekle kutsanmış bazı insanlar var aramızda" demiştik ya, içlerindeki o ses onlara hep ne yapmaları gerektiğini fısıldar.
Mesela, Sen İstanbul'da Hukuk okuyacaksın 2. Sınıfta bırakacaksın müziği tercih edineceksin ve yaşam tarzın olacak…Herkesin harcı değil işte..
O dönemlerde nasıl söylenirdi, bilirsiniz… Hatta babası da aynısını demiş:
“Çalgıcı mı olacaksın?”
Yapacak bir şey yok. İçindeki ses öyle istiyor.
Belki ikinci planda kalacaksın... Ama unutmayalım:
Sen – siz, yani ritim sazlar, besteciler olmadan müzik eseri oluşabilir mi? Hayır.
Seha Okuş
Gülcan, köyün çıkışındaki yolda, ağır ağır ilerlemektedir. Almanya’dan gelen kocası İbrahim’in kullandığı araba, uçurumdan aşağıya yuvarlanmış; yerde üstü örtülmüş cesetler ve ağlayan bir çocuk…1970'li yıllarda çekilen “Dönüş” adlı filminden küçük bir hatırlatma yukarıdaki satırlar filmdeki pek çok isim hâlâ biliniyor.
Yavuz (Durmuş) Taner
13 Temmuz 1949, Gemerek/Sivas
14 Şubat 1990, İstanbul
(Bestekâr, orkestra şefi, söz yazarı ve yorumcu)
Henüz çocuk yaşlardayken ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eden Yavuz Taner, müzik eğitimi alabilmek için ortaokulu yarıda bırakır.
1960–70’li yıllarda okuduğu 45’lik plaklar üzerinden bize yansıyan eserlerine baktığımızda, esas ilgi alanının Türk Halk Müziği olduğunu açıkça görebiliriz.
1980–90 yılları arasında Türk Halk Müziği Korosu’nda solist ve korist (koro solisti) olarak görev yapan Taner’in gönlünde yatan arabesk çalışmaları bu dönemde yavaş yavaş gün yüzüne çıkar.
Bağlama ve ud başta olmak üzere pek çok enstrümanı profesyonel düzeyde çalabilen Taner, kendine özgü yeni bir tarz geliştirir ve bu sayede Türkiye'nin “Abdulhalim Hafız”ı olarak anılmaya başlar.
Askerliğini Manisa’da yapan Taner’i en iyi tanıyan isimlerden biri olan babam İsmet Üngör’den dinlemek benim için her zaman bambaşka bir ayrıcalıktı. Özellikle “Gitme” adlı, çok uzun yıllar üzerinde çalıştığı ancak bir türlü tamamlayamadığı projesinin yıllar sonra gün yüzüne çıkması ise benim için unutulmaz bir anıydı. Bu konuyu ayrıca başka bir yazımda anlatmıştım; takip eden arkadaşlarım hatırlayacaktır.
Taner’in sesinde yankılanan melodik türkü yorumları, dinleyicisini adeta keşiflerle dolu bir ruhsal yolculuğa, hatta bir “göç”e taşımıştır. 1964 yılında Aksaray Musiki Cemiyeti’ne girerek, Nida Tüfekçi, Adnan Araman ve Abdullah Nail Bayşu’dan Türk halk müziği dersleri alır.
Kısa ömründe bize miras bıraktığı 45’lik plakları aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
İstanbul' un müzik sahnesiyle temas kurmaya başlar yenilikçi ve parlak müzik projelerinin kahramanı bir müzisyen olarak işbirliğine dayalı bir ilişki kurar.
Bağlamada kusursuzluğun yanında asıl başarısı bestelerinde saklıydı. Altyapılarda oluşturduğu kusursuz tınılar, birçok albümde öne çıkmayı başardı. İşte bu sebeple, arabesk tarihine damgasını vuran pek çok albümün yönetmenliğinde onun imzası bulunuyordu.
Örnekleme yapacak olursak; İbrahim Tatlıses'in “Yalan (1982)”, “Gözlerim Yaşlı (1982)”, “Benim Hayatım (1984)”, “Allah Allah (1987)”, “Kara Zindan (1988)”, “İnsanlar (1989)” ; Yunus Bülbül'ün “Ah Şu Kadınlar (1983)”, “Sende Sevgi Yok (1984)”, “Doğum Günüm (1986)”, “Vay Halime (1987)”, Müslüm Gürses'in “Güldür Yüzümü (1985)”, “Sevda Yolu (1986)”, “Yıkıla Yıkıla (1986)”, “Gitme (1987)”, “Aldatılanlar (1988)” ; Muhittin Seçen'in “Şarkılar Senin İçin (1987)”, Hüseyin Altın'ın “Dört Duvar Arasında (1990)”, Gökhan Güney'in “Sana Can Dayanmaz (1988)” ; Kibariye'nin “Sevmenin Bedeli (1987)”, “Arabeskin Sultanı (1989)”, “En Büyük Kibariye (1990)” ; Kamuran Akkor'un “Kraliçe ve Müzik (1985)” ; Bülent Ersoy'un “Suskun Dünyam (1987).”
Ayrıca söz yazarları Hamza Dekeli'nin “Ecel olsun”, Halit Çelikoğlu'nun “Haberimiz Yok”, Ali Tekintüre'nin “Gitme”, “Damla Damla”, “En Mutlu Günümde”, “Sevmek Yok”, “Ölesim Geldi”, “Aklı Yok”, “Unutursun Biliyorum”, “Topraktan Bedene”, “Allah Vergisi, “Yaşamanın Kuralı”, “Resim”, “Her Sabah”, “Tövbe Ettim”, “Köşe Kapmaca”, “Güldür Yüzümü”, “Maziden Biri”, “Unutamazsın”, “Canım Dediklerim”, “Gitti”, Yılmaz Tatlıses'in “Yanmış Bir Yürek”, “Gönlümde Bir İsyan” şarkılarının da bestelerini yaptı.
Kısacası Yavuz Taner besteleri, farkını hissettirerek başta Müslüm Gürses, Bülent Ersoy, Yunus Bülbül, Hüseyin Altın, Kibariye, Muhittin Seçen, Bayram Şenpınar, Ayşe Mine gibi pek çok isim tarafından yorumladı.
1987'de Türküola Müzik Yapım şirketinin bünyesinde ''Yaşamanın Kuralı'' adlı albümü çıkar.
Başarılı müzik çalışmalarıyla; arabesk müziğinin gelişmesine en çok katkı sağlayan isimlerden biri olarak Yavuz Taner, özellikle, 1980'lerde fırtına gibi esti ve pek çok arabesk sanatçısının şöhret basamaklarını tırmanmasına öncülük etti.
14 Şubat 1990'da bir kalp krizi sonucu vefat eden Taner, arabesk dünyasının en önemli kayıplarından biri oldu.
Taner, doğuştan yetenekli olup fikirlerini ve duygusal ifadelerini doğru vurgulayan bir müzisyendi onun rehberliğinde, zaten güzel doğmuş şarkıları gölgede bırakmadan okuyan bir çok yorumcu sanatçılar bir dönemde onun sayesinde şöhretin zirvesine ulaştılar.
Yineliyorum DOYAMADIKLARIMIZDAN birisiydin Yavuz Amca...
27 Ağustos 1938 tarihinde İzmir/Tire’de dünyaya geldi. Balıkesir Lisesi’ni bitirdi. Balıkesir Lisesi’nden mezun olduktan sonra İtalya’ya giderek şan eğitimi aldı. Lisedeyken ‘Kırmızı Değirmen (Red Mill)’ isimli bir grubu vardı. 1955’te Tango ve vals orkestrası olan Müfit Kiper Orkestrası kadrosundaydı. Orkestra elemanları Tanju Okan’dan başka Şevket Uğurluer, Erol Büyükburç, Kanat Gür, Ay-Feri, Vasfi Uçaroğlu ve Şerif Yüzbaşıoğlu idi.
Mahzuni Şerif’i tanımak için sadece eserlerine bakmak yeterlidir. Eserlerinde daha çok toplumsal konulara parmak basan Mahzuni, birçok türküsünde sadece Anadolu halkının isyan sesi değil, diğer milletlerin de sesi olmuştur. Kendini dünyanın jandarması olarak gören Amerika’nın, Vietnam’ı işgal etmek için başlattığı, 1955-75 arasında yirmi yıl süren ve her iki taraftan da yaklaşık dörtyüzbin kişinin hayatını kaybettiği kirli savaşa yazdığı türküsünde;
Bütün insanlık adına
Amerika katil katil
Kanun yapar kendi teper
Amerika katil katil
Uzandım parçayı defalarca dinledim kafamın içinde 45 lik döndü durdu anlam veremediğim konu ise, 1967 Altın Mikrofon Yarışmasını dinlediğim bu eser kazanmadıysa kim kazandı diye merak ettim.