Bİrsen Armağan
& Yurdaer Doğulu Orkestrası
Bir kadın vokalist ; Birsen Armağan'ın Yurdaer Doğulu Orkestrası ile yaptığı bu güzel plak.
“Helvacı”, ilginç bir gitar ve bas girişiyle başlıyor; ama ben özellikle sıra dışı ritmi ve uzun gitar introsu nedeniyle **“Gül Ayşe”**yi daha çok beğendim.Bu 45’lik 1967 yılında yayımlandı.
Gel Gel Gel” ("Come Come Come")

“Gel Gel Gel”, doğrudan ye ye tarzında bir pop şarkısı – önceki çalışmalarından oldukça farklı.
Birsen’e dair ilk gazete haberi 1964 yılına ait.
Şubat 1967 tarihli Hafta Sonu İlavesi'nde yayımlanan bir ilanda, Birsen Armağan’ın ilk Melodi etiketli plağı tanıtılmış. Bu ilanda Yurdaer Doğulu, “Milli Orkestra’nın gitaristi” olarak tanıtılıyor.
1971 Konser Reklamı
Aralık 1968
Film mutlu sonla biter ama Birsen Armağan’ın hikayesi tirajiktir. 1960’lı yılların başında ‘’Erol Büyükburç Orkestrası’’ ile profesyonel müzik kariyerine başlayan, 1964’te katıldığı ‘’Balkan Melodileri Festivali’’ ile ‘’Milli Gitarist’’ ünvanını alan Yurdaer Doğulu, aynı yıl kendi orkestrasını kurar. Birsen Armağan, ‘’Yurdaer Doğulu Orkestrası’’ nın şantözlüğünü yaparak ismini duyurur. Artık alaturka dönemi geride kalmıştır, batı müziği söylemeye başlar. Dönemindeki kadın şantözlerden farkı, aynı zamanda şarkı sözü yazabilmesidir. İstanbul’un nezih gece kulüplerinde kah aranjman kah türkü düzenlemeleri kah İspanyolca şarkılarla izleyenleri mest eder.
İkilinin fırtınalı gönül ilişkileri ve bir dargın bir barışık halleri dönemin mecmualarında da sıkça yer alır. Armağan, ekipten ayrıldığı 1969 yılına kadar, 5 tane 45lik daha yayınlanır. Gönül ayrılığına müzikal ayrılık da eklenmiştir, teselli alkoldedir. Güzel şarkıcı kendisini felakate sürükleyecek özyıkım sürecine girmiştir. 15.09.1969 tarihli ‘’Foto Sahne’’ isimli mecmuanın belgelediği üzere geri dönüş gayreti içinde görürüz kendisini. Saçları kısaltılmış ve sarıya boyanmıştır. Armağan, Yurdaer Doğulu Orkestrasından ayrıldıktan sonra ise maelsef dişe dokunur bir geri dönüş yapamamıştır.
1970 tarihli Cem Deniz 45liği ‘’Kalbim Senindir’’ de, söz yazarı olarak son defa bir plakta ismine rastlarız. 45liğin diğer yüzü ‘’Eşrefim Nenni’’ de ise Yurdaer Doğulu Orkestrası’na geri vokal desteği yapar. Dinleyenin ruhunu saran ses, son kez bir plakta yer almıştır.
Doğulu ise 1970 yılında Serpil Akgün ile evlenir. Ozan, Kenan ve Canan isminde çocukları dünyaya gelir. Ardı ardına çıkardığı plaklarla, 70’ler boyunca görkemli bir solo kariyeri edinir. Aynı zaman diliminde Armağan, Mersin, Kilis, Adana gibi şehirlerdeki ikinci sınıf gazinolara kadar düşmüştür. 05.01.1976 tarihli Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında ’’Şarkıcı Birsen Armağan Çıldırarak Can Verdi’’ haberi yer alır. Haber neyse ki doğru değildir. Fakat sonun başlangıcı da uzak değildir. 21.01.1979 tarihli Milliyet gazetesinin birinci sayfasında acı haber verilir. Yazılanlar maalesef bu kez doğrudur. 33 yaşındaki sanatçı edebiyete intikal etmiştir.

Birsen Armağan Otel Odasında Ölü Bulundu – “Ses sanatçısı Birsen Armağan, İskenderun Soğukoluk’ta kaldığı otel odasında ölü bulunmuştur. Bir buçuk yıldan beri güneyin eğlence bölgesi Soğukoluk’taki gazinolarda şarkı söyleyen Birsen Armağan, son olarak çalıştığı Emin Turizm Gazino’sundaki programını bitirmiş ve içkili olarak oteldeki odasına çekilmiştir.
Sabah Birsen Armağan’ın odasından çıkmadığını gören garsonlar, kapıyı açtıklarında ses sanatçısının cesedi ile karşılaşmışlardır’’.
Aynı gazetenin üç gün sonraki haberi ise yürek burkar. Birsen Armağan’ın Cenazesini Arkadaşları Kaldırdı – “Üç gün önce aldığı fazla alkol neticesi zehirlenerek ölen Hafif Batı Müziği Sanatçısı Birsen Armağan’ın cenazesi ailesi tarafından alınmayınca İskenderun’un çeşitli yerlerinde çalışan 20’nin üzerinde müzisyen aralarında toplamış oldukları para ile mezar satın alarak sanatçıyı İskenderun Asri Mezarlık’ta toprağa vermişlerdir’’
Kader ağlarını örmeye devam eder. Bu tarihten sekiz yıl sonra, 1960’lı yıllarda büyük aşk yaşadığı Yurdaer Doğulu, amansız bir hastalığa yenik düşerek aramızdan ayrılır.
Birsen Armağan: Parlayan Bir Yıldızın Hüzünlü Hikâyesi
Birsen Armağan ismini bugün çok az kişi hatırlıyor. Oysa sesiyle müzik dünyasına kısa da olsa damga vurmuştu. Zor bir çocukluk geçiren genç kadın, henüz 16 yaşındayken küçük sahnelerde şarkı söylemeye başladı. Önce İzmir’deki Harem Pavyonu’nda, ardından İstanbul’daki gazinolarda sahne aldı. Ancak hayatını değiştiren bir tesadüf oldu.1964 yılında düzenlenen Balkan Müzik Festivali, pek çok yetenekli ismi öne çıkarmıştı. Bu isimlerden biri de genç müzisyen Yurdaer Doğulu idi. Festival sayesinde “Milli Gitarist” unvanını kazandı ve kendi adını taşıyan orkestrasını kurdu. Doğulu’nun seslendirdiği, Kerem Güney bestesi “Elveda Meyhaneci”, hâlâ kulaklarda. O, aynı zamanda ünlü müzisyenler Kenan Doğulu ve Ozan Doğulu’nun da babasıdır. Kenan Doğulu da yıllar sonra bu şarkıyı yeniden yorumladı.

Ve gerçekten de öyle oldu.
Maksim Sahnesinden Avrupa’ya
Birsen Armağan kısa sürede yükseldi. Dönemin en prestijli eğlence mekânı olan Maksim Gazinosu’nda sahneye çıktı. Hem de Zeki Müren’in hemen öncesinde, assolist altı olarak. Ardından İspanya, İngiltere, İtalya ve Fransa’da konserler verdi.
Bu dönemde Yurdaer Doğulu ile aralarında bir aşk başlamıştı; evlilik planları yapıyorlardı. Ancak Armağan’ın alkol bağımlılığı hem özel hayatını hem de kariyerini olumsuz etkilemeye başladı. 1965–1968 arasındaki parıltılı dönem, giderek bir çöküşe dönüştü.
Ayrılıklar ve Düşüş
Doğulu o dönemi şöyle anlatıyordu:
“İçkisini ve sigarasını bıraktıramadım. Onları benden çok seviyordu. Böyle bir alışkanlıkla yuvamızın anlamı olmayacaktı. O yüzden evlenmedik.”
Maksim’in sahibi Fahrettin Aslan, Doğulu’ya şu uyarıyı yaptı:
“Ya bu şantözü orkestrandan çıkarırsın, ya da sen de programdan çıkarsın.”Bu ayrılıkla birlikte Birsen Armağan’ın müzik hayatı giderek sönmeye başladı. Yine de birkaç yıl daha sahnelerde kaldı, “Yılın Şantözü” gibi ödüller aldı. Ama alkol bağımlılığı onu geri dönüşsüz bir yola sürükledi. Sessiz Son Birsen Armağan, zamanla büyük şehirlerden uzaklaştı. Kilis’te ve İskenderun’un Soğukoluk Yaylası’ndaki pavyonlarda sahne almaya başladı. Patronları içki içmesini yasaklıyordu ama o, şoförlere içki aldırıyor, odasında gizlice içiyordu. Hangi orkestraya katılsa aynı nedenlerle kısa sürede ayrılmak zorunda kalıyordu. Ölümünden sonra cenazesi üç gün boyunca morgda kaldı. Hayatı gibi vedası da sessizdi.
DİSKOGRAFİ
1963 Birsen Armağan Ağlıyor Gözlerim Gülmüyor Gayri / Taze Bir Çiçek Gibi Gibi Pathé - 45-PT 230
1963 Birsen Armağan - Gözlerin Aklımı Aldı Başından / Ah
Pathe - 45-PT 231
1964 Birsen Armağan – Gurbet Yolu / Çadırı Çatmayı
Pathé - 45-PT 286
1964 Birsen Armağan - Anladım Ki Bu Dünya Boş / Bu Kadar Naz Olurmu Pathé - PT 287
1967 Birsen Armağan, Yurdaer Doğulu Ork.- Gül Ayşe - Helvacı
Melodi - 45-2226
1968 Birsen Armağan Ve Yurdaer Doğulu – Gel Gel Gel / Ah ! Yalancılık
Melodi - 2269
1968 Birsen Armağan - Carta Herana/Hayat (Tanrım Sevmek Kabahatmı)
Televizyon Plak – T-169
1968 Birsen Armağan – Dünya Dönüyor / Allı Turnam
Televizyon Plak - T. 170
1968 Birsen Armağan Ve Yurdaer Doğulu Ork.- Aşka Tövbe / Yaramaz
Televizyon – T 174
1963 Birsen Armağan - Gözlerin Aklımı Aldı Başından / Ah
Pathe - 45-PT 231
1964 Birsen Armağan – Gurbet Yolu / Çadırı Çatmayı
Pathé - 45-PT 286
1964 Birsen Armağan - Anladım Ki Bu Dünya Boş / Bu Kadar Naz Olurmu Pathé - PT 287
1967 Birsen Armağan, Yurdaer Doğulu Ork.- Gül Ayşe - Helvacı
Melodi - 45-2226
1968 Birsen Armağan Ve Yurdaer Doğulu – Gel Gel Gel / Ah ! Yalancılık
Melodi - 2269
1968 Birsen Armağan - Carta Herana/Hayat (Tanrım Sevmek Kabahatmı)
Televizyon Plak – T-169
1968 Birsen Armağan – Dünya Dönüyor / Allı Turnam
Televizyon Plak - T. 170
1968 Birsen Armağan Ve Yurdaer Doğulu Ork.- Aşka Tövbe / Yaramaz
Televizyon – T 174
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder